Ağız kokusu, Ramazan ayında daha fazla yaşanabiliyor. Ağız kokusunun nedenlerinden biri açlık olabilirken, diş taşları ya da diş çürükleri gibi diş problemleri de ağız kokusuna neden olabiliyor. Bu nedenle ağız kokusu konusunda bir diş hekimine danışılması öneriliyor. Ayrıca gün içerisinde dişler fırçalanmadığından ve sıvı tüketimi olmadığından dolayı da diş plağı oluşumuna neden olan tükürük mineralleri ve gıda artıkları diş yüzeyine kolayca çökebiliyor. Bu nedenle uzmanlar tarafından sahurda dişlerin mutlaka fırçalanması öneriliyor.
“SAHURDA YAPACAĞIMIZ AĞIZ TEMİZLİĞİ, DİŞLERİMİZDE TÜM GÜN KORUMA SAĞLIYOR”
Ramazan ayında diş ve ağız sağlığını korumayı ihmal etmemeyi dile getiren Avrupa Estetik Diş Hekimliği Akademisi Üyesi, Divas in Dentistry Türkiye Temsilcisi Güzin Kırsaçlıoğlu; “Beslenme, ağız ve dişlerde başlıyor. Sahurda özellikle uyku ortasında yapılan beslenmenin ardından dişleri fırçalamak eziyetli gelse de oldukça önemli. Unutmamak gerekir ki sahurda yapacağınız diş temizliği dişlerinizde bütün gün koruma sağlayacak. Bu nedenle özellikle dilin pütürlü yüzeyindeki gıdaların fırçalanması gerekiyor. Dişlerin tamamının temizliğinin yanı sıra diş aralarının temizliği de oldukça önemli. Diş aralarının temizliğinde diş ipleri, diş ara yüz duşları kullanılabilir. Elektronik aletlerin kullanımından hoşlananlar, elektrikli fırça ve ağız duşları ile de ağız bakımlarını yapabilirler. Ağız bakımının olmazsa olmazları arasında yer alan ağız gargaraları da , dişlerin etrafında antibakteriyel alan oluşturarak ağız kokusunun oluşmasını engeller. Ramazan ayında ağız kokusu fizyolojik olarak ortaya çıkar, çünkü açlık onu tetikler. Bu doğaldır ama diş taşlarından ya da diş çürüğünden kaynaklanan ağız kokusu oldukça yoğun ve rahatsız edici olabilir. Bu nedenle çevreye karşı sıkıntı yaşamamak adına yoğun yaşanan ağız kokusu mutlaka bir diş hekimine danışılarak çözümlenmeli. Çünkü ağız kokusu bir çürük ya da dişeti probleminin habercisi olabildiğinden ihmal edilmemeli. Antibakterial etkisiyle yeşil çay iftar ile sahur arasında tüketilebilir. Ağız kuruluğu var ise sahurdan sonra ağız bakımını yapıp yatmadan önce, özel enzimler içeren suni tükürük destekleme jeli kullanmak gerekir. Bu jeller ağız kuruluğunu rahatlatırken aynı zamanda dişlerin ve dişeti dokusunun üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. Unutmamak gerekir ki ibadetimizi yerine getirirken bir ömür boyu ağızda hizmet etmesi gereken dişlerimizin korunması da ihmal etmemeli ve ağız kokusu ile çevremize zarar vermemeliyiz” ifadelerini kullandı.
DENTAL ESTETİK CENTER HAKKINDA:
1993 yılında kurulan Dental Estetik Center, hastalarıyla birlikte büyüyen, son teknolojik cihazlarla donatılmış, uzman kadrosuyla hizmet veriyor. Dental Estetik Center, biyolojik implant ve dijital diş hekimliği konularında sunduğu yenilikçi yaklaşımla, hastalarına doğaya saygılı ve etkili tedaviler sunuyor. Klinikte İmplat, estetik diş hekimliği, çocuk diş hekimliği, kanal tedavisi, holistik diş hekimliği, genel diş hekimliği, dijital diş hekimliği, protez gibi çok sayıda tedavi uygulanıyor. Dt. Güzin Kırsaçlıoğlu liderliğindeki uzman ekip, 30 yıldır süregelen başarılı hizmet anlayışını sürdürmeye devam ediyor.
Dt. Güzin Kırsaçlıoğlu, New York University, School of Dentistry 2011-2012. New York Üniversitesi ‘de Estetik Diş Hekimliği üzerine master yapmıştır. Güzin Kırsaçlıoğlu’nun lisansüstü eğitimi sadece diş hekimliğiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda “Paul Meyer” liderlik ve yönetim, NLP, yaşam koçluğu, iletişim ve işletme eğitimleri almıştır. Bu eğitimler ve 30 yıllık tecrübenin sonucu olarak; klinik yönetimi ve doktor-hasta ilişkisi alanlarında diş hekimleri ve diş hekimi asistanlarına eğitim vermektedir. Şimdi SORBONE ÜNİVERSİTESİNDE MBA yapmaktadır.Klinikteki uygulamalardaki Bütüncül yaklaşımı ile Estetik Diş hekimliğinin birleşimi olan Emotional Dentıstry (duyusal diş hekimliği) konseptini sunum haline getirip New York Üniversitesin ‘de Lecture olarak sunmuştur. Ardından kadın diş hekimlerinden olan Divas in Dentıstry grubunda da bu sunumunu tüm dünyadan katılan diş hekimlerine aktarmıştır. Aynı sunum talep üzerine Dubai Gürcistan ve İstanbul’da uluslararası kongrelerde sahne bulmuştur
