Kiracılar kadar ev sahipleri de mağdur ediliyor. Piyasa rakamlarının altında kalan düşük kira bedelleri ev sahiplerini zorluyor. Buna birde yüzde 25’lik kira zam sınırı eklenince ev sahiplerinin yükü katlanıyor bu nedenle birçok ev sahibi evini kiraya vermekte tereddüt ediyor. Kiracı-Ev sahibi anlaşmazlıkları davasında Borçlar kanunu ve icra iflas kanununa göre yürütülmekte olup, mevcut yasalar yalnızca kiracılardan yana kararlar alınmakta ve bunu fırsata çeviren kiracılar ev sahibi bakımından sorun haline gelmektedirler. Tüm bu sorunlar Gayrimenkul sektörünü de olumsuz etkilemektedir. Yasaların sadece kiracıyı değil ev sahibini de koruması gerektiğini düşünüyor ve yasaların bu çerçevede yeniden düzenlenmesi gerektiği görüşündeyim.

Önümüzdeki günlerde Emlak sektöründe arabuluculuk 01 Eylül 2023 itibariyle başlamış olacak. Gayrimenkul bakımından; Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, Taşınır ve Taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, Kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar konularında Arabulucuya başvurmadan Mahkemeye gidilemeyecektir. Her iki taraf içinde bu iş zaman kaybı ve ilave masraf demektir. Sonuçta zaman kaybının yanı sıra mahkeme kararından sonra ayrıca kaybeden taraf arabulucu ücreti ile mahkeme masrafı vs. ödeyecektir. Hem serbest piyasa diyeceksiniz hem de kanun çıkartarak yüzde 25’lik kira artış sınırlaması getireceksiniz. Bunu yapacağınıza nasıl daha fazla konut üretiriz diye çalışacaksınız. Konut, Mevcut toplumsal sistemin en önemli sorunlarından biridir. Konut sorunu, Merkezi Yönetim, Yerel Yönetim, Özel Sektör ve konut sahibi herkesi ilgilendiren bir konudur. Konut ihtiyacı Gelir dağılımının adaletsiz olması, konut sorununun daha da fazla artmasına ve konut ihtiyacının buna orantılı olarak çoğalmasına neden olmaktadır. Bunun en önemli nedeni ise sosyal devlet anlayışından uzaklaşmaktır. Konut Üretiminde Merkezi Yönetimin yanı sıra Yerel yönetimlerinde sosyal konut işine hızlı bir şekilde girmesi sağlanmalıdır. Kentsel dönüşüm ise hızlandırılmalı 6306 sayılı yasa gereği yıkılarak yenilenecek binalar söz konusu olduğunda, pek çok sorun ortaya çıkmaktadır. Bunlar, eski binada arsa paylarının şerefiye ile orantısız dağıtılmış olması, yeni binadaki arsa payı dağılımında adaletsizlik olması, yeni yapılacak binadaki dağılımın adil olmaması, eski binadaki bağımsız bölümlerin bazılarının sonradan şerefiyelerinin değişmiş olması, Kat maliklerinden bazılarının farklı beklentilerinin olması, Müteahhidin sözleşmeye uymaması gibi nedenlerdendir. Deprem bölgesine yapılması gereken konutlar hariç Türkiye’nin 2023 yılına kadar olan konut ihtiyacının 7,5 milyon adet olduğu İstanbul da düzenlenen’’ 2023 Vizyonunda Gayrimenkul Zirvesi ve İstanbul REstade Gayrimenkul Sektörü’’ raporunda bildirilmiştir. Bu sorunun çözülmesi için yılda min 1 milyon adet konut üretilmeli özellikle orta ve alt gelir gurubuna hitap etmelidir. Kira sorunu kanun çıkartarak yüzde 25’lik kira artışı sınırlaması getirerek değil, Konut üreterek sorunun aşılacağına inanıyorum