Kamuda halkla ilişkiler çift yönlü olmalı 

Yöneten ve yönetilen arasında iletişime ve işbirliğine dayanan kamuda halkla ilişkiler çalışmalarında iletişim önemli? Kriz dönemlerinde iletişimin nasıl kurulması ve sürecin nasıl yönetilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Dr. Nejla Polat, demokratik yönetimlerde tercih edilen iletişim modelinin iki yönlü simetrik model olduğunu söyledi. Krize sahip çıkılmasının önemini hatırlatan Polat, zamanında müdahale ve güvenilir haber kaynağı olmanın kriz yönetiminde etkili olduğunu kaydediyor.  

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat, kamuda halkla ilişkilerde iletişimin yapısını değerlendirdi. 

Yöneten ve yönetilen arasında iletişime ve işbirliğine dayanan kamuda, halkla ilişkiler çalışmalarında iletişimin yapısının iki yönlü olması gerektiğini ifade eden Polat, Kamu kurumlarının en önemli misyonu, kamu yararı sağlayacak faaliyetlerde bulunmak, hedef kitlelerin ihtiyaç ve beklentilerini tespit ederek bu ihtiyaçların giderilmesine yönelik devamlı ve istikrarlı biçimde kamu hizmeti sunmaktır. Dolayısıyla hedef kitlelerle diyaloğa dayalı ilişki kurma ve sürdürme; karşılıklı anlayışı, iyi niyeti, güveni tesis etme ve koruma; kamu yararına hizmet etme; hedef kitlelerin desteğini alma ilkeleri etrafında kamusal halkla ilişkilere gereksinim vardır” dedi.

Kamuda halkla ilişkiler modelleri

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, bilgiye erişimin kolaylaşmasıyla birlikte, kamuda halkla ilişkiler faaliyetlerinde, iki yönlü simetrik modelin daha uygun hale geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Nejla Polat, tarihsel süreçteki iletişim modellerini de şöyle sıraladı: 

Basın Ajansı/Tanıtım Modeli: Kaynaktan alıcıya doğru tek yönlü mesaj iletiminin söz konusudur. Mesajı oluşturan bilgilerin doğruluğunun tartışılabildiği iletişim modelidir. 

Kamuyu Bilgilendirme Modeli: Tek yönlü mesaj iletimi sürecini kapsamasına rağmen, hedef kitlelere tam, doğru ve eksiksiz bilgilerin ulaştırıldığı iletişim modelidir. Kuruluşların basın sözcülerini çağrıştıran faaliyetlerde bulunurlar. 

İki Yönlü Bilimsel İkna Modeli: Hedef kitlelerin kurumu desteklemesine ve kurumun bakış açısını benimsemesine yönelik ikna edilmesini amaçlayan çift yönlü mesaj akışının bulunduğu modeldir. Halkın desteğini kazanabilmek için davranışlarla ilgili araştırmalar ve sosyal bilim teorilerinden yararlanılır.  Fakat edinilen bilgiler doğrultusunda kuruluşun politikasını değiştirmesi söz konusu olmadığından dolayı asimetriktir. 

İki Yönlü Simetrik Model: Kurum ve hedef kitleleri arasında karşılıklı diyalog ve uzlaşma kültürüne dayanan, hedef kitleden gelen geri bildirimin kurum tarafından değerlendirildiği, kurumun politikasına yön verdiği iki yönlü iletişim modelidir. Savunucuları teorisyenler ve eğitimcilerdir. 

Kamuyu bilgilendirme modeli yetersiz

Kamu kurumlarında en çok kullanılan iletişim modelinin kamuyu bilgilendirme modeli olduğunu belirten Polat, “Bu modelde kurumlar kendileri ve faaliyetleri hakkında hedef kitleleri bilgilendirirler. Tek yönlü bir bilgi akışı söz konusudur. Kamuyu bilgilendirme modeli kamu kurumlarının tanıtımı açısından önemli rol oynayabilir, ancak hedef kitlelerin tanınması konusunda yetersiz kalmaktadır. Burada devlet yönetiminde vatandaşa doğru tek yönlü bilgi akımının olduğu ve vatandaşların katılımcılık açısından pasif halde bulunduğu görülmektedir” dedi.

Kamu kurumlarında, bir konuda kamuoyunu ikna edip, onların rızasını almak için zaman zaman bilimsel ikna yöntemi de kullanıldığını belirten Nejla Polat,  “Bilimsel ikna yöntemi ile kamuoyunun tutum ve davranışlarının değiştirilmesi, geliştirilmesi veya pekiştirilmesi hedeflenir. Amaca ulaşmak için de birbiriyle örtüşen duygusal ve mantıksal yollara başvurulur. Ancak kurumun politikasını belirlemede kamuoyunun düşüncesi önemli değildir. Bu nedenle bilimsel ikna yöntemi eleştirilmektedir” şeklinde değerlendirdi. 

Çift yönlü iletişim hayata geçirilmeli 

Polat, günümüzde demokratik yönetim anlayışının hakim olduğu ülkelerde, kamusal halkla ilişkiler açısından daha fazla tercih edilen iletişim modelinin iki yönlü simetrik model olduğunu kaydederek, “Bu model yönetenler ve yönetilenler arasında karşılıklı yarar, güven ve diyalog oluşturma amacına hizmet ettiği için tercih edilmektedir. Vatandaşlardan devlete geri bildirimin sağlandığı iki yönlü ilişkidir. Bu ilişki vatandaşların görüşlerinin alınmasını, bilgi ihtiyacının tedarik edilmesini gerektirmektedir” diye konuştu.

Yöneticilerin uzlaşmacı ve hesap verebilir olması beklenir

Demokrasilerde yöneticilerin uzlaşmacı, saydam, hesap verebilir, etik ve sorumlu bir yönetim anlayışı içerisinde davranmalarının beklendiğini vurgulayan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halkın doğrudan katılımını sağlama ya da onayını alma konusunda önemli bir aracı işlevi yüklenen halkla ilişkiler iletişimi; açıklık, saydamlık ilkeleriyle yurttaşları bilgilendirerek onların güvenini ve desteğini sağlamada en etkili yoldur. Etkili iletişim için gerekli olan iki yönlü simetrik iletişim tarzının benimsenmesi, katılımcılığın sağlanması, çift yönlü iletişim ile farklı çıkarlara sahip hedef kitleler arasında ortak zemin oluşturulması halkla ilişkiler yöntemi ile mümkün olmaktadır. 

Ayrıca kamunun beklentilerinin tespit edilmesi ve ihtiyaçlarının giderilmesi, yönetenler ve yönetilenler arasındaki iletişimin sağlanması, kamuoyunun çeşitli konulara ilişkin farkındalığının sağlanması ve bilinç düzeylerinin geliştirilmesi açısından da önemlidir.” 

Bilgi ihtiyacı karşılanmazsa, gerçek dışı bilgi artar

Özellikle kriz dönemlerinde bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulduğuna ve kamuoyunun doğru ve hızlı olarak bilgilendirilmesi önem kazandığına işaret eden Polat, “Kriz döneminde kamuoyunun bilgi ihtiyacının karşılanmaması, gerçek dışı bilgilerin yayılma hızını artıracak ve kriz iletişimini yönetmek güçleşecektir. Zamanında müdahale ile çelişkiden uzak ve yetkililer tarafından yapılan açıklamalar, mevcut bilgiyle yönetimin krize yaklaşımının anlatılması, krize sahip çıkılması, güvenilir haber kaynağı olmanın temel koşullarıdır. Kriz döneminde medyanın ve diğer muhatapların güvenine ve desteğine her zamankinden fazla gereksinim duyulmaktadır. Yanlış ya da eksik bilgi, medyanın sonraki gelişmelere duyarsız kalmasına neden olur, hedef kitleyle buluşmayı ve sarsılan güvenin yeniden oluşturulmasını güçleştirir” dedi.  

Editör: Şule Yaman