Yıllar önceydi sanırsam, köy otobüsünde önümde oturan bir amcanın konuşmalarına kulak misafiri olmuştum. Amca yanında oturan kişiye emekli olduğunu ama maaşını almadığını söylüyordu. “ Benim o paraya ihtiyacım yok o para faiz “ diyordu.

Bir süre sonra bu tartışmaya otobüstekilerin tümü dâhil olmuş lakin yol boyu işin içinden bir türlü çıkamamışlardı. İnatçı amca helal haram konusunda temkinli davrandığını, maaş almaya hiç olumlu bakmadığını dile getiriyordu. 
Artık günümüzde adet haline geldiği için, örf haline geldiği için dinen caiz değildir demek mümkün değil diye açıklıyor konuyu âlimler. Ama emekli maaşına ihtiyacı yok durumu iyi, böyle bir durumda almayabilir de diyorlar.
Burada önemli olan konuya hangi cihetten bakıldığıdır. Şöyle ki: devletin zorunlu kesintisinden daha fazlası emekli olduktan sonra alınırsa tabii ki bu faiz olur. Buna helal denmez. Zaman aşımına uğramış kesinti günümüze uyarlanacak bu ayrı.
Ama şu da var ki: çalışanından vakti zamanında durumu iyi demedi kötü demedi rızası olmadan aldı, şimdi de devlet vatandaşına ölene kadar bakmak zorunda dersek helal.
Amcanın emekli maaşını almaması mı doğruydu, yoksa köylülerin o amcanın inadını kırıp emekli maaşını aldırmaları mı doğru olurdu bunu tam bilemiyorum ama amcanın yıllar önceki bu ince hassasiyetine imrenilir. Çünkü artık helal para günümüzde bulunan en zor şey oldu.